Adler



Menşei Türk kökenli bir ailenin kurduğu Adler mücevher tüm dünyaya adını kazımış bir mücevher devi. 4 kuşaktır Adler ailesinin başarı ile idare ettiği; Londra'dan Abu Dabi'ye, Cenevre'ye; Tokyo'dan Hong Kong'a birçok yerde dükkanı bulunan Adler kırmız halının en aranan mücevher evlerinin başında.
Büyükbabam Jacques Adler İstanbul'a 1886'da gelmiş. Viyana'dan Amerika'ya gitmek üzere yola çıkan Jacques Adler kendisini, uğradığı İstanbul'un büyüsüne ve efsanevi altın şehrin havasına kaptırmış ve burada kalmaya karar vermiş. Şehir, onun yeni dünyası olmuş ve ona kendi doğduğu şehir kadar ilham vermiş. Doğu ve Batı'nın kesişme noktası, kreasyonları için ona rehber olmuş.
İlk satış noktası Tünel'de bir pasaj'da kuruldu. Yaratılan modeller çağa bakış açısından kökten bir değişimdi. Ağır parçalar bir kenara bırakıldı ve taşlar yeni bir estetik açıyla zarafetin işaretçisi oldu. Ve bu Adler'i farklı kılan özelliği ortaya çıkardı:Teknik. Jacques Adler kısa zamanda hanımların gözdesi oldu ve Beyoğlu'nda beş kişilik bir sanatkar ekibiyle iki katlı ikinci Adler mağazası açıldı. Babam Edouard Adler'in işe girmesiyle ikinci kuşak başlamış oldu. 1955 yılında Adler üçüncü mağazasını şehrin en lüks oteli olan Hilton'da açtı. Aslında büyükbabamın başka hayalleri vardı, Avrupa ve Amerika'da tanınmak istiyordu. Sanırım onun bu düşü benimle ve kardeşimle gerçekleşti. Ben, Adler'in yeni ufuklara açılması gerektiğini düşünüyordum. Ticaretin ve kültürün kesişme noktası ve merkezi, geleceğin Avrupa'sı Cenevre idi. Ve 1972 yılında İstanbul'dan ayrıldık , Cenevre'de mağaza açtık. Dünyanın dört bir köşesini gezdik. Bugün Cenevre'de, Gstaad'ta, Londra'da, Moskova'da, Hong Kong'ta ve Tokyo'da mağazalarımız var.
Doğu'yla Batı'nın kesişme noktası... Elbette büyük bir kültür hazinesi. Biz daima kontrastların uyumunu yakalamaya çalıştık. Hem Doğu'dan hem de Batı'dan ilham alarak çok daha farklı kreasyonlar yapmak mümkün. Aslında farklı kültürlere ve anlayışlara açık olursanız, ilhamı her yerden alabilirsiniz.